Bir Kupa Mercimek Çorbasının Sıcaklığı

Bizler anlarda varız…

Source: Created via AI by the Author – Bir Kupa Mercimek Çorbasının Sıcaklığı

Selamlar! 👋 Nasılsınız? Umarım iyisinizdir! ❤️Bu yazımda kafamdaki birkaç düşünceden, histen bahsetmek istiyorum.

Resimde gördüğünüz bir kupa mercimek çorbası. Şu, marketlerde satılan 1 dakikada hazır olan kupa çorbalardan. Geçenlerde markette tekrar görünce alayım dedim.

En son 6 Şubat deprem zamanında içmiştim. Kızılay bünyesinde gönüllülük yapıyordum. O zaman çabuk bir şekilde hazırlanabildiği için tercih ediyorduk.

Tabii o soğukta içimizi de ısıtıyordu. Bu histen bahsetmek istiyorum. Daha da deşmek istersek markette bu çorbayı rafta görünce aklıma gelen anıların, o an markette hissettirdikleri ve bu hislerin arkasındaki, önündeki düşüncelerden bahsetmek istiyorum. Kısaca…

Gösterenler zincirinin keyfi kaypaklığı sebebiyle, markette bu ürünü görmem ve direkt aklıma o eski anıların gelmesi… Bazı anlar için kötü olabiliyorken bazı anlar için de iyi olabiliyor.

Gösterenler zinciri, Jacques Lacan’ın psikoanalitik kuramından yola çıkarak şudur: somut kelimenin (gösteren) akılda canlandırdığı imge (gösterilen) bir gösterge oluşturur. Göstergeler keyfidir. Yani “ağaç” kelimesi bizim aklımızda yeşil yapraklı bir bitki getirirken bir başkası için bu “tree”dir. Yahut ağaç kelimesi bir başkası için “doğa”yı çağrıştırabilir. Bu keyfilik, kaypaklık bilinçdışının çalışması prensibini oluşturur -Lacan’a göre.

İşte benim gösteren zincirim de şu şekilde olabilir: mercimek çorbası paketi → Kızılay → deprem → soğuk → iç ısıtan obje → sevgi ve yakınlık

Kaypaklığı görüyor musunuz? Nereden nereye gelen bu çağrışımlar bana bu blog yazısını yazdırıyor.

Markette gördüğüm bir üründen sevgi ve yakınlık çağrıştırmam… İşte bu an güzel bir an. Bu gösterenler zincirinin yaşandığı an sıcak, samimi ve güzel bir an.

Bu anı devam ettirmek, bu anda yaşadığım hâli biraz daha uzatmak üzere ürünü almam ve kupa bardakta içmem güzel bir an. Kendime yaptığım güzel bir iyilik. Küçük bir iyilik belki ama güzel bir iyilik.

Kendime yaptığım bu güzel iyilik ve ritüel (çorbayı yapma) o anda kalmayı sağlıyor. Evet! Anda kalmak için yaptım. O anın yaşattığı hisleri biraz olsun devam ettirmek için.

Çünkü bizler anlarda varız. Anları yaşamalı, geçmiş ve gelecekte kaybolmamalıyız. Geçmişin acısını ve geleceğin belirsizliğini kabul etmeli, şimdiki ana odaklanmalıyız. Bu ACT (Acceptance and Commitment Therapy — Kabul ve Kararlılık Terapisi — 3.dalga Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü) terapi ekolünün temelidir.

Evet, biliyorum, çok klişe gibi gelebilir. Ama size Lacan’ın bir kavramını kullanarak farklı bir perspektif sunmak istiyorum.

Kafamızdaki göstergeler, gösteren zincirleri size kötüyü de çağrıştırabilir. Örneğin şu şekilde de olabilir: mercimek çorbası paketi → Kızılay → deprem → soğuk → kayıp → cenaze → yalnızlık gibi gibi. İşte bu noktada negatif geçmişi şimdiki ana taşımış oluyoruz, hızlı çağrışımlar zinciri kurarak -aynı şekilde.

Bu pencereden baktığımızda farklı bir durum ile karşılaşıyoruz. Anı sürdürmek ve sürdürmemek iradesini gösterebilir miyiz? Ne kadar yara aldığımız bu durum üzerinde değişken bir şekilde müdahalede bulunur. Ama eğer geçmişi şimdiye taşıyan gösterenler zincirini devam ettirmemeyi sağlarsak, o an gelen, o an yaşanan hisleri, düşünceleri devam ettirmeme iradesini gösterirsek bizim için daha yapıcı olabilir.

Bizler anlarda varız. İntihar düşünceleri olan birini düşünelim. Gelecek kaygısı, geçmişin yükü… Kişi umutsuz bir gelecek düşüncesi tesiri altında iken intihar düşünceleri ona geliyor. Ama önemli olanın 1 yılı değil, 1 ayı değil, 1 haftayı günü değil de anı kurtarmak olsa… Bu anda var olabilmek takdir edilesi bir beceridir. Sadece anları, sahip olduğumuz anları kurtarmaya çalışsak… Kendimizi şimdiki zaman içinde bulunan anlarımızda var olmaya çalışsak, korumaya çalışsak…

Daha yapıcı ve iyi olmaz mı?

Unutmayalım…

Bizler anlarda varız…

Sizin hayatınızda hangi nesne, hangi durum, hangi ses, hangi koku seni ‘şimdi’ye getirdi? Bir kupa çorba,, bir fincan kahve, bir şarkı, bir gülümseme…

Şu şarkıyı da şuraya iliştiriyorum, bi’ bakarsınız:

Instagram: caner_kosedag
Bluesky: canerkosedag

Kişisel Substack yayınım: Kalemim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir