Edgar Allan Poe’nun İzinde, İlk Kitabım Sonun Arzusu Çıktı

Selam! İlk gotik öykü kitabım Sonun Arzusu çıktı. Bu yazıda, kendi eserimden bahsetmek müthiş bir deneyim olacak. Bu yazıya tıklayan herkese diyorum: Hoş geldiniz!
İlk Gotik Öykü Kitabım: Sonun Arzusu
Ben kimim, nasıl yazmaya başladım?
Ben Caner Kösedağ, 20 yaşında, gotik edebiyata bağlı bir yazarım.
Ben kendimi bildim bileli içe kapanık biriydim. Melankolik bir ruhum vardı, bu lisede daha da belirginleşti. Zaman geçti ve 17 yaşında, majör depresyon tanısı aldım.
Ondan sonra süregelen süreçte çok zorluk yaşadım. Hem doğru bir şekilde tedavi alamıyordum hem de ekstra bazı durumlar vardı. Bu beni psikolojiye itmişti.
Bu merakım gittikçe Freud’a, bilinçdışına, psikanalitik kurama, Jung’a, Jacques Lacan’a kaydı. İlk etapta Freud’a bakınıyordum. Acayip ilgimi çekiyordu ya, öyle böyle değil.
Ben bu zamana denk bir şekilde Edgar Allan Poe ile tanışmıştım. İlk okuduğum öyküsü Berenice’ydi. Aşırı etkilenmiştim. Ölümü çok güzel ve zarif bir şekilde anlatıyordu. Karakterin yaşadıklarını, ortamın tasvirini, sebep-sonuç zincirini ve doğaüstü unsurları o kadar ustaca kullanıyordu ki… Bunun yanında karakterlerin psikolojik derinliğini çok iyi bir şekilde işliyordu. Beni Poe böyle tavlamıştı.
Edgar Allan Poe ile gotik edebiyata adım attığım vakitte psikolojiye olan merakım ile kişisel depresif-melankolik ruh hallerim birleşince… Bunun yanında duygularımı işlemek için bir araca ihtiyacım olunca… Ben de gotik öykü yazmayı denedim. Öykülerimi her bitirdiğimde müthiş bir haz duygusu bedenimi kaplıyor ve sanki içerde bir şeyler derlenmiş toplanmış gibi bir his oluyordu.
İlk öyküm olan Kara Manastır Ormanı’nı yazdığımda iyi dönütler almıştım. İyi dönütler alınca da ve bana iyi gelince de ben de devam ettim.
İlk gotik öykü kitabım Sonun Arzusu nasıl bir kitap?
Kitabım Sonun Arzusu; 52 sayfalık, 8 öyküden oluşan bir derleme.
Neden 8 öykü yazıp yayımladım?
Daha fazla öykü yazarak sayfa sayısını arttırabilirdim ama bilerek burada bıraktım. 8 rakamını yan çevirdiğimizde sonsuzluk sembolünü görüyoruz. Aslında bu benim kendime ve okurlara olan bir imaydı. Kendime olan ima şu anlamdaydı: Umarım yazmaktan vazgeçmem ve daha çok öykü yazıp ikinci, üçüncü, dördüncü kitabımı çıkarabilirim. Okurlara olan ima ise şuydu: Umarım bu eser sizin kafanızda uzun bir süre yer eder. Açık bir ima değil biliyorum. Sadece ben anlıyor olsam bile sorun değil. Bu benim kendime verdiğim bir mesaj.
Sonun Arzusu nasıl bir eser ve işlediği temalar nedir?
Kitabım gotik edebiyat türüne ait. Türk Edebiyatı’nda gotik türe ait bir eser pek bulunmamakta, seyrek sayıda, niş bir alan olduğu için Türkçe dilinde bu eseri ortaya koymak benim için manevi anlamda çok değerli.🖤
Kasvetli ortamlar ve atmosfer, doğaüstü unsurlar, melankoli ve romantizm gibi gotik edebiyatın klasik unsurlarını taşıyan eserim, klasik gotik edebiyata pek uymamakta.
Sonun Arzusu, Poevari bir anlatımı modern bir bakışla harmanladığım psikolojik gotik (psychological gothic fiction) türüne ait bir eser.
Kitabımdaki öykülerde, kahramanlar içsel çatışmalar ve korkular, varoluşsal sancılar ve yok oluşun kendisini yaşamaktalar. Poe’nun mirasını alıp kendi üslubum ve dilimle, modern çağın sorunlarını, gotik türe ait bir tarzda öyküleştirdim. Sonun Arzusu içime sinen bir çalışma oldu gerçekten.
Sonun Arzusu’ndaki dil ve üslubum nasıl?
Poe’dan dil yapısallığı olarak şu şekilde ayrılıyor; Poe’nun dili daha stilize, kontrollü ve şiirsel iken benim dilim daha ham ve kaotik.
Durumlar, duygular, düşünceler hızla değişiyor. Bunun sebebi ise öykülerimin malzemesinin benim kendi bilinçdışım olması.
Öykülerimi yazarken serbest akışla yazdım. Bilinçdışım bana malzemeleri verdi ve ben de onları öyküleştirdim. Bu doğrultuda, öykülerimi okuduğunuzda, bir insanın zihninin arka odalarının, Freud’un söylemiyle, kaotikliğini öykülerde hissedeceksiniz.

Üstadın -Edgar Allan Poe- kitaplarının yanında benim kitabı görmek beni çok iyi hissettiriyor. Sanki Poe, bana dışarıdan bakıyor ve “Aferin evlat!” diyor. 😀 Müthiş bir şey!
Sizleri Sonun Arzusu’na Davet Ediyorum
Sürprizbozan (spoiler) gibi olmasın ama Kara Manastır Ormanı’nda Jungyen kuramın arketip kavramını, Eleonora’nın Cinayeti’nde bir öz-cinayetin gerçekleştiğini, Kopuş’ta Lacan’ı ve dahasını göreceksiniz…
Öykülerimde kendinizden bir şeyler bulmanızı, aynadaki benlik imajınızı ve tamamlanmamışlığınızı görmenizi, ayrıca, herkesin karanlık ve çok ciddi düzeyde tehlikeli bir tarafı olabileceğini görmenizi istiyorum.
Sonun Arzusu’nda ben kendi karanlığıma baktım… Sıra sizde!
Eserime Kitapyurdu’nda ulaşabilirsiniz. 🖤✒️
https://www.kitapyurdu.com/kitap/sonun-arzusu/713263.html
Eseri edinip okuyup beğenirseniz eğer 1000kitap’ta değerlendirmenizi görmek benim için çok büyük destek olur! 🖤
1000kitap’taki kitap sayfası: https://1000kitap.com/kitap/sonun-arzusu–483621
Ayrıca kendi yazar sayfamı da 1000kitap’ta görmek ayrı mutlu etti: https://1000kitap.com/yazar/caner-kosedag
Instagram: @caner_kosedag
Bir yanıt yazın