ilk yüz yüze DM'lik deneyimim Caner Kösedağ

İlk Yüz Yüze DM’lik Deneyimim — D&D

Ravencrest Malikanesi’nin kapıları uzun süre sonra aralanıyor… Ama ben gotik ortam beklerken gülmekten patladım 😅

ilk yüz yüze DM'lik deneyimim Caner Kösedağ
Source: Taken photo by the Author — İlk Yüz Yüze DM’lik Deneyimim

Selam! Bu yazıyı sizlere yazdığım için çok mutluyum. Bu yazıyı yazabilmek için ihtiyacım olan deneyimi elde ettiğim için çok mutluyum. Sonunda yüz yüze DM’lik yapabildim. Bu D&D oyunun peşinden az koşturmadım 😀

İlk D&D deneyimimi, online/Discord, burada anlatıyorum.

D&D’yi ben 2 yıl önce falan keşfetmiştim ve arkadaşlarıma söylemiştim. Biri bile yanaşmamıştı. Hani fantastik, rol yapma, zar atma falan hiç onlara göre değildi sanırım. Açıkçası kendi çevremde kimsede o izlenimi pek alamıyordum. Fantastik kurgu seven bir tek bendim heralde 😀

D&D’yi ilk öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım çünkü gerçek Dünya’da büyücü, şövalye rolüne girme fikri benim için manyak bir şeymiş gibi gelmişti o an. Bilmiyorum niye o kadar heyecan yapmıştım ^^ Rol yapma oyunları deyince aklıma bilgisayar video oyunları geliyordu sadece ama bu şekilde masaüstü hali de varmış. Ki ironik olan şu, D&D RPG’nin atası.


ilk yüz yüze DM'lik deneyimim Caner Kösedağ
Source: Taken photo by the Author — İlk Yüz Yüze DM’lik Deneyimim

Ben Adana’da yerel bir kutu oyunları topluluğuna katıldığımı daha önceki yazılarımda söylemiştim. Orada oynattım işte. İlk DM’lik deneyimimi böylesine güzel bir toplulukta yapmak ayrı iyi oldu. Arkadaşlarımla yapsam belki bu kadar iyi deneyim olmayabilirdi. Bilemiyorum artık. XD

Onlar beni baya cesaretlendirdi. Ben başta DM’lik yapabileceğime inanmıyordum. Ama onların beni cesaretlendirmesi ve oyun sırasında yardımcı olabileceklerini söylemesi üzerine karar verdim. Oyunun yöneticisi olarak (DM) önden hazırlık yapmam gerekiyordu. Bu süreçte yapay zeka çok yardımcı oldu.

1 hafta boyunca Copilot, ChatGPT vs. kullanarak bir one-shot (tek oturumlu oyun) macera hazırladım. Ben Edgar Allan Poe odağında gotik türe meraklıyım. İlk maceramı yazarken de gotik türü kullanayım dedim. Ravencrest Malikanesi’nin gizeminin çözülmesi ve lanetinin kaldırılması gerekiyordu. Çok çok derin olmamakla beraber psikolojik alt metni olan oyunumun önsözü aşağıda.


ilk yüz yüze DM'lik deneyimim Caner Kösedağ ravencrest malikanesi
Source: Created via AI by the Author — İlk Yüz Yüze DM’lik Deneyimim

Oyundaki metinlerden iki tanesinin açıklamasını yapıyorum.

Aşkınlık’ın emriyle çöken gecenin soğuk güzelliği uğruna, penceremizden dışarıya, gök karanlığa bakışımızla, içsel bir müşahade ve tefekkür halinde olan bizleri, geçmiş hiç bırakmıyor…

Kontes Berenice’nin ruhuyla yapacağınız müşâreket ile kalbinize çöken ayrılığın acısı eşliğinde, kaderlerinizde daha vahim bir çürük mevcut olmadan Geçmişin Evi’nden ayrılın. Aksi halde ikircikli duyguların bünyede yaratacağı tükenmişlik, sizi, ölümün tek taraflı kazananı olan anlaşmasına duyacağınız derin arzusunda boğacaktır.

– Benim oyun için yazdığım önsöz

Bu önsözden detaylı olarak bahsetmem yazıyı çok uzatır. Ama kısaca ufaktan bahsedebilirim.

“Aşkınlık” tabiri burada aslında Tanrısal bir figürden bahsediyor. Tanrısal gücün emri ile kış kendini gerçekleştirirken; betimlemeyi gotik edebiyatın dilinde yazmaya çalıştım. 
“Müşareket” gibi kelimeler ile metne arkaik bir hava katmaya çalıştım. 
Kışın getirdiği karamsarlık ve melankoli eşliğinde kapıları rüzgarla çalınmış olan maceracılar kaderlerindeki şanssızlığı bir kez daha hissetmişlerdi. Geçmişin Evi olan Ravencrest’ten bir an önce laneti kaldırıp ayrılmaları gerekiyordu. Aksi halde tezat duyguların hissettireceği yorgunlukla özkıyımı düşünür hale geleceklerdi. Bu arada oyuncuların oynadığı karakterler de travmatik deneyimleri olan maceracılardı.

Oyunu size genel olarak anlatamam ama psikanalitik kuramı da ufaktan kullandım. Aşağıdaki şiiri yazdım ve bir bulmaca sekansı düzenledim:

Tanrıya duyduğum çocukluk aşkım,
Karşılıksız kalınca oldum çelimsiz bir Kakım,
Ruhsuzdu o da, sahte tanrılardan olan Hera,
Kalmıştım tek başıma, onla, acı bir Vera.

Onu buldum, sonunda, aşkımı,
Ona adıyorum tüm bağlılığımı,
Sonra… O da gidiyor; acı, Gerçek’te,
Meğer olan biten hepsi, İmgesel’de.

İnsanlıktır benim varoluşum,
Kuruludur daimi bi’ karanlık düalizmde,
Yansır aynaya benim kahroluşum,
Acı dolu bir yüzleşmedir, benim kurtuluşum.

Onlar, o ve ben,
Birleşiriz malumun noksanlığında,
Ruhuma işlemiş melankoli,
Çözülür bir yansımada, eşlikçisi yorgun bir ilahi.

– Caner Kösedağ


Oyunda bir NPC’nin (oynanamayan karakter) travmlarını çözdüğünü ritüelleştiren bir sekans var. Parçalanmış aynayı şiire göre doğru sırası ile parçaları yerleştirmelerini istedim.

Freud’un anne ve babanın çocuk için tanrısal figürler görüşüne istinaden şiirin ilk satırındaki tanrı baba, Zeus’un karısı olan Hera ise anne figürü idi. Vera kelime anlamı olarak “gerçek, doğru” demek. Yani anne baba sevgisi görmemiş birinin acı bir gerçekle başbaşa yalnız kaldığını anlatmaya çalıştım.

İkinci kıtada karakter kocasına tüm bağlılığını adıyor. Bireyselleşmemiş daha doğrusu özerk özne olmamış bir karakterin kocasına çok ciddi düzeyde bağlılığını ifade ettiğini, anlatmaya çalıştım. Anlatmaya çalıştım diyorum, çünkü ben psikanalitik kuramı sadece yüzeysel olarak biliyorum. Hani çok iddialı olmadığımı ima etmek için.

Sonra kocasının da ölümü üzerine acı yaşadığını belirtiyor. Acının “Gerçek”te olduğunu virgülle özellikle ayırdım, Lacancı kurama atıf yaparak. Olan biten hepsi İmgesel’de derken Lacan’ın İmgesel düzenini ima ediyorum yine. Yani ona olan aşkının aslında sağlıklı olmadığını, babasının sevgisini aradığı imgesel patolojik bir sevgi olduğunu belirtmeye çalışıyorum.

Üçüncü kıtada insanlığın karanlık düalistik bir yapıda (Eros/Thanatos, Gölge-Benlik/Anima-animus) olduğunu ve NPC’nin de bu yapının farkında olduğunu belirtiyorum. Ayna ritüeline atıfta bulunarak olacak olayı söylüyor: aynada Jungyen kuramdaki gölge arketip belirecek. Acılı olan bu yüzleşme sürecinin sonunda kurtuluş olduğunu ifade ediyorum.

Onlar: anne, baba; o: koca; ben: içsel çocukluk, malumun (sevgi) eksikliğinde birleşir. Bu yüzleşme ve kabullenme sonrasında kişinin melankolisi çözülecektir.

Evet, şiir sekansında bunları çözmelerini istedim. Zorlandılar, sıkıldılar psikanalitik ilişki sebebiyle ama farklılık oldu canım ^^ 😀


Oyunu oynarkenki ortam ise mizahi, absürt, bol kahkahalı idi. Gözlerimden yine, evet yine yaşlar aktı gülmekten.

En son boss savaşı vardı. Olay şuydu… Bir boss, 4 tarafsız saldırgan yaratık ve oyuncular vardı. Oyunculardan biri büyücüydü ve görünmezlik büyüsüne sahipti. Ben bi’ zavallı DM olarak bekliyorum ki, bossu canlandırıp onlarla sıra tabanlı şekilde savaşacağım. Baktım bunlar (oyuncularım) tarafsız saldırgan yaratıkların aggrosunu üzerlerine aldılar (yani bu yaratıkları peşlerine verdiler). Sonra boss ile yani benim canlandıracağım yaratık ile aynı odaya geldiler. En sonda bunlar bi’ görünmezlik büyüsü yaptı piuww diye. Ben kala kaldım. Kendi kendime zar atacak pozisyona geldim. Aşırı fantastik, absürt, epik bir andı. Ben gülmekten yıkılmıştım. Güzel bir anı oldu bu da! ^^ 😀


Evet! Bu kadardı bu anımda. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Ayrıca ARP’a (topluluğa) da teşekkür ederim! Umarım hislerime ortak edebilmiş ve size o enerjiyi geçirebilmişimdir. İyi günler dilerim! ^^

Instagram: @sarrkastikKedyy

X: @sarrkastikKedyy

Medium: @canerkosedag

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir