İçeriğe geç

Sünnet Uygulamasının Arkasındaki Psikodinamik

Bu yazım %100 bilimseldir demiyorum. Birtakım bilimsel araştırmaları kaynak edinsem de bazı durumlara, örneğin çocuğun kolektif bilinçte gerçek erkek algısı, kendi yorumumu kattım. Bunu söylemek isterim.

Sünnet Uygulamasının Arkasındaki Psikodinamik, freud, fallik evre
Source: Gental Procedures Brisbane — Sünnet Uygulamasının Arkasındaki Psikodinamik

Sünnet, birçok dinde kendine yer edinmiş, penisin üst derisinin alınması işlemidir.

İslam peygamberi Hz.Muhammed’in (sav) bir hadisi:

“Sünnet fıtrattandır.”

Hz.Muhammed (sav)

Peki sünnet uygulamasının yararları nelerdir?

  • AIDS/HIV riskini büyük ölçüde azaltır.
  • İdrar yolu enfeksiyonunu önler.
  • Penis kanseri riskini azaltır.

Bu tip yararları doğrultusunda dini inanca sahip olmasa bile insanlar sünnet olmaktadırlar.

Sünnet Uygulamasının Arkasındaki Psikodinamik

Bazı toplumlarda, misal Türk toplumunda, sünnet, “gerçek erkek olma” , “erkeklik” adımı olarak görülebilir.

Çocuklarda sünnet olmamış çocuk, diğer çocuklar tarafından alaya alınır misal.

Bu gibi durumlar doğrultusunda çocuk sünnet olduğunda “gerçek erkek” olmuş olabilir -yahut bu biliş oluşmuş olabilir.

“Göster amcaya pipini.” sözünden anlayacağımız üzere, kültürümüzde erkek genital organının varlığı, kolektif bilinçte, “erkek yaa” bilinci barındırır.

Sünnet olan kişi için, “Yiğidin malı ortadadır.” sözünden anlayacağımız üzere, erkek biyolojik cinsiyetine sahip çocuklar, cinsel enerjilerini ön planda tutarak varlıklarını, ataerkil toplumda hissettirebilirler.

Freud’a göre libido, libidinal enerji yahut cinsel yaşam enerjimiz insanın ana itici gücüdür.

Türk toplumunda bu ana itici gücün varlığı ve “göster amca pipini” sözü vb. ile kolektif olarak erkek çocukların kendiliklerini sağlama konusunda işlev görebilir.

Fakat bu beraberinde narsisizm, varoluşsal kaygı ile baş etmede zorluk dinamizmi, nefs-i emmare belirtileri gibi şeylere neden olabilir.

Fakat bundan başka bir boyutta konuyu ele aldığımız zaman sünnetin birtakım psikopatolojik etkileri de olabilir.

Bunlara:

  • Anksiyete bozukluğu
  • Depresyon altyapısı
  • Özbenlik düşüklüğü
  • Beden disforisi
  • Cinsel kimlik karmaşası

örnek gösterilebilir.

Peki bu görüşün arkasındaki olay ne?

Freud’un psikoseksüel gelişim kuramının temelinde, çocuk 0 yaşından itibaren psikoseksüel anlamda, cinsel enerji (libido) odaklı bir kimlik geliştirir.

Libido, sadece cinsel enerji olarak algılanmamalıdır.

Örneğin anal dönemde tuvalet eğitimi döneminde, çocuğa baskı uygulanıp mükemmeliyetçi dinamizminde bir ebeveyn yaklaşımı söz konusu olursa çocuk yetişkinliğinde OKB hastası olabilir.

Psikoseksüel gelişimin fallik evresinde, yani libidinal enerjinin genital organlarla sınırlı hale geldiği evre, 3–6 yaş, çocuk, karşı cins ebeveynine cinsel ilgi duyarken hemcins ebevynini rakip olarak görür.

Bu karmaşaya Oedipus kompleksi adını veren Freud, sağlıklı tamamlanmazsa çocuklukta birçok patolojik durumu meydana getirebileceğini söyler.

Sünnet için konuşuyoruz.

Erkek çocuklar, 3–6 yaş aralığında, anneye karşı ilgi duyar ve babayı rakip görür. Bu rekabet dinamiği çocukta, babanın onu hadım edeceği korkusu -kaygısı- uyandırır.

Buna kastrasyon korkusu denir. Çocuk, Oedipus karmaşasını yaşarken babadan onay, sevgi ve menfi olmayan davranışlar görürse, babanın otoritesini kabul edip anne ile olan cinsel ilgisini bastırıp babanın kimliğiyle özdeşleşme ve babanın tüm kimliğini kendisine geçirme yapar.

Sünnet, genital organın parçasının alınması işlemidir ve bilinçdışında kastrasyon korkusu yaşayan çocuk için temsili bir hadım edilme işlemidir.

Bu kaygının yaşandığı dönemde çocuk sünnet edilirse, kastrasyon kaygısı aşırı şekilde yaşanır ve çocuğun bilinçaltında bir tür travma meydana getirebilir. Bu travma sonucunda çocuk, kastrasyon kaygısının bir uzantısı olarak çeşitli anksiyete bozuklukları yaşayabilir.

Fallik evre, Freud’a göre, kimlik oluşturma açısından çok önemli bir evredir ve bu evrede çocuğun sünnet edilmesi, kaygının artması suretiyle, çocukta özbenlik düşüklüğü ve bundan depresyon zemini oluşabilir.

Çünkü, çocuğun kaygıyla baş etmesi için, yani bu kaygının üstesinden gelmesi ve babayla sağlıklı özdeşleşme yapabilmesi için Oedipus kompleksinin sağlıklı tamamlanması lazım. Fakat bu evrenin sağlıklı tamamlanmayıp babadan alacağı “kendilik” sağlıklı şekilde transfer edilmezse, çocukta bir eksiklik dinamiği oluşuyor ve özbenlik düşüklüğü, depresyon zemini hazırlanıyor.

Bunun yanında annesine olan arzusu kendi penisinin var olmasıyla ilişkili, yani sünnet olması arzusunu imkan boyutuna getiren organın kesilmesi onda beden disforisi yapabilir. Bundan dolayı ileride özbenlik düşüklüğü ve kendini beğenmeme, aşağılık kompleksi, beden dismorfik bozukluğu oluşturabilir.

Yapılan bazı araştırmalar doğrultusunda da, 3–6 yaş arasında sünnet olan erkek grubunun anksiyete bozukluğuna sahip olma oranı daha yüksek görülmüştür.

Peki ne önerilir?

Çocuğun 6 yaşından sonra sünnet edilmesi önerilir. Bunun yanında 3 yaş öncesi de sünnet edilebilir.

Yani sünnetin yapılması iyi bir şeydir -fakat 3–6 yaş arası yapılması çocukta psikopatolojik hallere meydan verebiliyor.

İslam peygamberi Hz.Muhammed’in (sav) hadisini de yazmak isterim:

“Sünnet yedi yaşına girince müstehab, on beş yaşında vaciptir.”

Hz.Muhammed (sav)

Müstehap: Müstehap İslam terimi olup sevilen, beğenilen anlamı vardır.

Yani İslam peygamberi de sünnetin 7 yaşında yapılmasının iyi olduğunu söylemektedir.

Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama, Hz.Muhammed (sav), Freud ile paralel. 😀

Instagram: ckosedag
Twitter: BloggerCanerK
Medium: Caner Kösedağ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Caner Kösedağ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et