İçeriğe geç

Bir DEHB’linin Beyni Nasıl Çalışır?

Herkese selam. Bu yazımda bir DEHB’linin beyni nasıl çalışır, onun için günler nasıl geçer, buna bakacağız. Örnek aldığım idol ise bendeniz. Ben de DEHB’liyim ve hayatıma olan etkisini ciddi hissediyorum. Bu yazımda size “Ben DEHB’i nasıl hissediyorum?” sorusuna cevap vereceğim. Öncelikle DEHB’linin beyninde ne olup bitiyor ona bakalım.

Source: Created via AI by Author – Bir DEHB’linin Beyni

Beynin Ödül Mekanizması ve DEHB

DEHB beynin ödül mekanizmalarının sorunlu olmasından kaynaklıdır. Dopamin hormonunu duymuşsunuzdur. Sağlıklı bir insanda dopamin mekanızması şuna sebep olur, “Mmm. Bu iyiydi. Hadi bi’ daha yapalım.”.

Dopamin zevk hormonu olarak bilinse de aslında artı olarak dikkat, dürtü kontrol, hafıza ve motor işlevleri gibi alanlarda görev yapar. Dopaminin kardeş hormonu olarak bilinen nöroadrenalin ise dikkat, uyku düzenleme gibi görevleri vardır. Bu iki hormonun görevi daha var da, bu yazıda sadece DEHB özelinde inceliyoruz.

Sağlıklı bir insanda bu hormonların beyinle olan ilişkisi normaldir. Ama DEHB’li birinin beyninde dopamin ve nöroadrenalin hormonları biraz sıkıntılıdır. Seviyeleri düşüktür.

İki nöron arasındaki boşlukta iletilen mesajcılar olan bu nörotransmitterler DEHB’li insanlarda kolayca iletilmiyor. Sonuç olarak beyin uyarılmıyor.

Beynin hem ödül yolu hem de vücudun CEO’su olan frontal korteks uyarılmıyor. Ödül yolu uyarılmadığı için kişi yeteri kadar bir işe motive olamayabiliyor. Hatta benim durumumda 0 motive de olabilir. 😃

Frontal Korteks ve DEHB

Frontal korteks bizi biz yapan bölge. İnsanı diğer canlılardan ayırır burası. Burası planlama, organizasyon, bir iş yürütme, karar verme, hafıza, motor becerileri, odaklanma, zaman algısı vb. birçok yürütücü işlevi kontrol eder.

Burası da dopamin ve nöroadrenalin ile çalışır ve gel gör ki DEHB’linin beyninde burası uyarılmıyor. Bu yüzden kişi odağını toplamada, dürtülerini kontrol etmede sorun yaşıyor.

Ayrıca DEHB’lilerin beyninin ön bölgesi normal insanlarınkine göre daha küçük ve daha yavaş gelişiyor. Eğer ki babaysanız ve 18 yaşından büyük çocuğunuza “Büyü artık!” diyorsanız belki DEHB’li olabilir 😺

Bu arada bu beynin fiziksel yapısı zekayla ilişkili değildir. DEHB’li olup üstün zekalı ve potansiyelli çocuklar da var. Hatta bu çocuklar DEHB’li olmalarını avantaja bile çevirebilirler. DEHB’lilerin daha yaratıcı ve üretken düşünebildikleri, hayal gücünün daha gelişmiş olduğu bazı çalışmalarda var. Tabi hayal gücü, üretken düşünebilme vs. bunlar birçok faktörün sonucunda gelişir.

Dikkat Dağınıklığı

Fakat DEHB’liler odağını toplamada sorun yaşıyor değil mi? İşte odakları her yerde olduğu için, tabir-i caizse kafalarının içinde 40 tane Chrome sekmesi açık olduğu için çoklu bakış açısıyla düşünebiliyorlar. Ben buna “multi-thinking” diyorum.

Bizzat bu durumu yaşıyorum da. Yani bir ortamda bir konu konuşulduğunda çok aptalca konuşabilirim. Bunun sebebi kafamın içinde birden fazla chrome sekmesinin açık olması… Odağım sadece orada konuşulan konuda değil. O konuya bağlı veya yakın olan birçok düşünceyi aynı anda düşünüyor olmam beni aptalca konuşmaya sürüklüyor.

DEHB’liler Daha mı Yaratıcı?

Tabi bu sosyal ortamlarda bir olumsuzluk gibi görünse de üretkenlik ve yaratıcılığın iş yaptığı yerlerde avantaj oluyor.

Misal ben hep kitap yazmak istiyordum. Sevdiğim türde fantastik kurgu… Düşün düşün aklıma gelmiyor. Ama beynim sürekli düşünmeye devam ediyordu.

Rüyalarımda her biri kendine özgün çok iyi fantastik hikayeler görüyordum. Bir seri yaklaşık 3–4 gün sürüyordu. 😄Evet, doğru duydunuz. İkinci ve üçüncü hatta dördüncü gece aynı rüya hep bittiği yerden tam da bittiği yerden devam ediyordu. Ama rüyalarımı uyandıktan 1 dakika sonra unuttuğum için hiçbirini kağıda dökemedim.

Geçen yine aynı şekilde bir rüya gördüm. Bu sefer hemen Google Keep’e notlarımı aldım. Bu sefer evet bu sefer bir kitap yazabileceğim. Konu belli, ana fikirler aklımda belirmeye başladı. Yani inanıyorum ki eğer üstüne düşersem güzel bir kitap ortaya koyabileceğim. Sağ olsun zihnim çok yaratıcı düşünüyor.

DEHB’liler unutkandır!

DEHB’liler çok unutkan olabilirler. Özellikle aramızda B12 vitamini eksikliği olan varsa ve bu kişiyle bir plan yaparsanız hazır olun -ekilebilirsiniz. Bunun için üzülmeyin tabi 😄Onu da öyle kabul etmek gerek. Daha sonra aramızdan bazıları da çok hareketli, aktif, girişken ortamın deli dolu figürü olabilenler de vardır. DEHB’liler genel olarak eğlencelidirler. Çünkü dediğim gibi… Kafamız az buçuk çatlakça çalıştığı için garip düşünce ve davranışlarımız olabilir.

DEHB ve Ebeveynlik

Tabii, kişi bir depresyon hastasıysa başka. DEHB’liler günümüzde “hareketli çocuk hastalığı” olarak bilinse de aslında bundan fazlası. Hayatı ciddi zorlayan tarafları olabilir. Oluyor da. Bu kişiler hayatlarındaki aktif etkilendikleri bireylerle, anne baba gibi, olumsuz ilişki geliştirebilirler.

Kişi DEHB’ini bilmediği için ve davranışlarını, özelliklerini kendi karakteriyle içselleştirdiği için depresyona girebilir. Bazılarımız intihara bile kalkışabilir. O yüzden eğer çevrenizde, ailenizde vs. DEHB’li biri varsa onu yargılamadan önce DEHB’i araştırın. DEHB’in yapısını ve kişiye çıkarabilecek zorlukları öğrenin. Belki bunu yaparak oğlunuzun veya kızınızın daha sağlıklı bir mentalitede kalmasını sağlayabilirsiniz.

DEHB’li kişiler genelde “tembel, işine geldiği gibi davranan, zorluk çıkaran” gibi ifadelerle etiketlenir ve dışlanır. Bu dışlanma baba tarafından da olabilir, öğretmen tarafından da. Bu yüzden aileler ve okul DEHB konusunda, aslında bütün psikolojik durumlar, hakkında bilgilendirilmesi şarttır.

Bana göre evlilik öncesi kişilere zorunlu “Anne-Baba Olma Eğitimi” verilmesi gerekiyor. Bu eğitime katılmayan kişilerin evliliği yasak 😅Biraz ütopik ve gerçek dışı farkındayım. Ama siz ana mesajı aldınız. Peki DEHB’li kişiler neden “işine geldiği gibi” davranıyor. Bunun nedeni yine beyinde.

Bir DEHB’linin Beyni Nasıl Çalışır?

Source: Drawed via Canva by Author – Bir DEHB’linin Beyni

Yukarıda işaretledim. Beynin şefi dediğimiz ön bölge dikkat gerektiren monoton işleri yönetirken, ders çalışma gibi, bilgisayar oyunları gibi hızlı değişen aynı deneyimi sunmayan sürekli farklı tatlar zevkler hissettiren fiiliyatlarda beynin arka bölgesi çalışıyor.

Ne demiştik? DEHB’li kişilerin beyinlerinin ön bölgesi sıkıntılı. Ama arka bölgesi süper sağlıklı çalışıyor. Yani ders çalışırken beyin “motivasyon hormonu” olan dopamini almıyorken alamıyorken bilgisayar oynadığında o dopamini deli gibi alıyor.

Şimdi buna karşı olarak şunu söyleyebilirsiniz, “Kardeşim iş kafada bitiyor. Sen kendini yönlendirirsen bunlar boş.” Aslında iş o kadar basit değil. Sizin bir pastayı yemeniz için bile beyinde işlemler gerçekleşiyor.

Örneğin daha önce pasta yemiş olan biri canı yine pasta çekiyor olarak düşünelim. Bunun sebebi daha önce yediği pastanın ona dopamin salgılatması ve amigdalanın bunu hoş karşılaması. Aslında canınızın bir şey çekmesi amigdalaya bağlıdır.

Amigdala beynimizin duygu merkezidir. Amigdala diyor ki “Pasta güzeldi. Hadi bir daha yiyelim.” Daha sonra bu frontal korteks tarafıdan düşünülüp tartılıyor. Daha sonra beynin orta tarafına yakın kısıma emir gidiyor ve o el pastaya uzanıyor. Yeniyor.

Ve evet işte o an! Dopamin! Ortaokulda fen öğretmenim bana “Hormonlar olmasaydı sen ot olurdun ot.” demişti. Lafı buna getiriyorum. Sizin her hareketiniz beyne bağlı. Beyin hem kendisine zarar verip hem de kendisinin güvenliğini sağlama yönünden kontroller yapabilir. Buna çok iyi bir örneğim var. Ama şimdi söylersem sürprizi kaçar. Bir başka blog yazısında onu ele alacağım.

Şimdi ne dedik? Sizin bir CEO’nuz var. Aslında siz CEO’sunuz frontal korteks de sizsiniz. Yani siz aslında bir beyinsiniz. Peki ya siz tipik bir yapıda değilseniz… DEHB gibi… Dürtülerinizi kontrol etmede sorun yaşayabilirsiniz. Aklınızda bir şey gelir ve hop! Birden yapmışsınız. Eğer depresyonda iseniz bu kolunuza jilet atmak olabilir ya da kredi kartını fena şişirmiş de olabilirsiniz. Yani dürtülerinizi kontrol altında tutamamak bazen sizi geri dönülmez hatalara sürükleyebilir. Ne yazık ki çevremiz tarafından bir de destek görmezsek iyice kötü olabiliriz.

DEHB’in tedavisi aslında var. Ama tam olarak sebebi bilinmediği için kesinkes bir çözümü yok. Davranış terapisi, bazı stratejiler ve ilaç tedavisi ile DEHB dolayısıyla yaşanan zorlukların üstesinden gelinebiliyor. DEHB bir biyolojik hastalık olduğundan dolayı ilaçsız bir tedavi mümkün mü, emin değilim. Tek bildiğim günde 54 mg Concerta alınca kafamı daha toplu daha sakin hissedebilmem.

Evet. Bugün size kendi açımdan DEHB nasıl zorluklar yaşatabilir, bunu anlattım. Eğer DEHB’li bir çocuğunuz varsa veya şüpheleniyorsanız ya da siz kendiniz DEHB’li olduğunuzdan şüphe ediyorsanız bence bir psikiyatriste görünün. Unutmayın:

DEHB, sizin karakteriniz değil! ❤️

Instagram adresim: @ckosedag
Twitter adresim: @BloggerCanerK
Medium sayfam: Caner Kösedağ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Caner Kösedağ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et