Herkese selam! Uzun bir süredir aktif değildim. Hayatımda bazı şeyler olması gerektiği gibi gitmiyor. Ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Ubuntu Nomble Numbat Kullanmaya Başladım
Uzun süredir Windows 11 kullanıcı olarak sıkılmıştım. Üstelik Windows 11’in hafif de olsa gecikmeli çalışması ve son yerleşik Copilot AI haberleri — bknz. Recall- beni bir düşündürttü. Hazır yakın dönemde Ubuntu’nun [1] son sürümünün LTS halinin yayınlandığını da öğrendim. Üst üste gelince neden olmasın dedim.
Nomble Numbat kod adıyla yayınlanan Ubuntu’da 1 hafta geçirdim. Eskiden de son kullanıcı halinde Linux tecrübem olmuştu tabii. Açıkçası Linux kullanmak öyle ahım şahım bir şey değil. Fakat sisteminize değişiklik göstererek daha tepkisel ve sezgisel çalışması iyi hissettiriyor.
Ubuntu’nun yeni sürümünde GNOME 6 gibi son sürüm masaüstü ortamı var.
Bunun yanında Linux’un Windows’u olarak bilinen Ubuntu’nun arkasında Canonical ismindeki dev var.
Linux camiası, Türklerde çok gördüm, özellikle açık kaynak delisi olanlar, Ubuntu’yu ve Canonical’ı sevmez. Çünkü şirketin politikalarında biraz dayatmacı ve kapitalist bir mekanizma bulunur. Ama şimdi yiğidi öldür hakkını yeme! Herkes Ubuntu’yla başlar ve Ubuntu olmasaydı Linux’un Türkiye’de bu kadar duyulması mümkün olur muydu bilmiyorum açıkçası. Yani sokaktaki dayı bile Ubuntu’yu duymuştur tabiri caizse.
Canonical’ın kendi paketleme sistemi olan Snap’i dayatması açık kaynak ve özgür yazılım felsefesine tapan Linuxer’lar için kabul edilemezdir ve tepki görmüştür. Yalnız Canonical’ın Ubuntu’da yerleşik olarak sunduğu Snap paket sistemini şahsen ben beğeniyorum. Uygulama yükleme, güncelleme ve istediğin uygulamayı bulma noktasında son kullanıcıya büyük kolaylık sağlıyor. Üstelik sandboxed (konteyner) sistemi ile uygulamaları izole bir ortamda çalıştırıyor olması da güvenliği arttırıyor -tabii ki bunun bir getirisi de Snap uygulamaları biraz daha yavaş çalışıyor. Ama son güncellemelerde bu çözülmüş ve optimizasyon sağlanmıştır. Tabii ki bir apt’ye göre hala yavaş ama bu kadar da olacaktır. Çünkü her bir uygulamayı izole bir konteynerde çalıştırıyor.
Ubuntu’yu kurar kurmaz Nvidia sürücümü güncelledim. Daha sonrasında Steam, Heroic Games Launcher gibi oyun istemcilerini de yükledim. İlk oyunumu indirdim -arkadaş bulunca oynayacağım: V Rising. 32 TL’den satın almıştım ve şu an oyunun fiyatı dolar cinsinden yüksek. İyi aldım!
Ubuntu’nun grafik arayüzü de oldukça iyi ve sezgisel. Yani Windows’tan geçen biri afallamayacaktır. Her şey elinin altında ve istemeyen için uçbirime muhtaç olmak minimal düzeydedir. Uçbirim demişken… Elzem değil ama zor da değil. Zamanla alışılır ve büyük faydasını görürsünüz. Çünkü işlemleri uçbirimde -alışmak kaydıyla- yapmak daha kolay ve hızlı.
Bu blog yazısını yazmak istedim. Çünkü Türkiye Linux kullanım oranı %8’e geldi ve bu oran benim dikkatimi çekti. Evrim Ağacı’nda neden Ubuntu’dan, Linux’tan bahsetmeyeyim dedim. Windows gibi tekel firmaların ürünlerine muhtaç olmadığımızı, bazı kullanım tipleri hariç (örneğin Adobe uygulamaları) söylemek isterim.
Bu linkten Ubuntu’nun son kullanıcı için hazırlanmış LTS ISO dosyasına ulaşabilirsiniz.
Tabii ki Ubuntu haricinde birçok dağıtım var. Ama çok uğraşmayayım, düşünmeyeyim, hele bir başlayayım diyorsanız Ubuntu’yla girebilirsiniz. Çünkü herkes Ubuntu’yla başlar 🙂
Instagram: ckosedag
Twitter: BloggerCanerK
Medium: Caner Kösedağ
Bu linkten Nefs Psikolojisi ile ilgili yazıma gidebilirsiniz.